12 Ağustos 2008 Salı

Tüm orkestran gülümsüyor sana, ve de tüm izleyenler, çünkü çok tatlısın...

Gece mavisi elbisesiyle adeta gece göğünden düşmüş bir yıldızdı, serin ve rüzgârlı Ağustos gecesinde.
Tevazu, zerafet ve doğallık...İşte Monica Molina...

Oldukça serin gecede, büyük ve siyah sahneye yürüyor incecik ve gülümseyen kadın...İyi akşamlar İstanbul, bu şehirde ve sizin karşınızda olmak muhteşem bir duygu diyor, yarı İngilizce, yarı Türkçe...Ancak sahnenin iki yanıda asılı dev ekranlardan görüyorum gözlerinden süzülen birkaç damla yaşı...O ağır ve gururlu görüntüsünün altında sakladığı çocuksu yanını bilmem bu kaçıncı konserinde gösteriyor...İlk defa belki de...
Bir yandan sürekli aşağı kayan straplez elbisesini yukarı çekiştirirken diğer yandan da bir türlü yüksekliğini ayarlayamadığı mikrofonun ayarını düzeltmeye çalışıyor. Tüm bunlarla uğraşırken de şarkı aralarına serpiştirdiği Türkçe -ve de hiç kolay ve kısa olmayan- cümleleri kendi aksanıyla telaffuzu, uçuşan nota defterini toparlamaya çalışmasıyla daha da sevimli hale geliyor. Şarkılar peşi peşine gelirken olan oluyor ve orkestrayla Monica ayrı telden çalıyorlar, şarkılar karışıyor...Ufak bir mahçubiyet ve derken tabii İstanbul seyircisi tüm anlayış ve misafirperverliğiyle bir alkış ve kahkaha kopartarak, sanatçıyı içine düştüğü mahçubiyetten hemencecik kurtarıveriyorlar. Konser olağanca keyfiyle sürmeye devam ediyor...Monica Molina’nın kendi şarkılarını söylerken gözucuyla sürekli şarkı sözlerine bakıyor olması, şarkı sözü ezberleme özürlü olan ve en sevdiği şarkıyı bile şöyle bir zevkle ve tamamıyla söyleyemeyen ben’im için büyük teselli ve destek oluyor! Demek ki yalnız değilim!

Ve sonra...Geçen sene sahnede Leman Sam’la düet yaparak Türkiye’deki hayranlarına muhteşem bir sürpriz hazırlayan Molina, bu yıl da seyirciye güzel sürprizleri olacağı müjdesini vermişti, ki öyle de oldu...Konserdeki şarkı arası konuşmalarının birçoğunu Türkçe yapan ve en sevdiği sanatçılardan biri olduğunu birbirinden güzel cümlelerle ifade ettikten sonra Sezen Aksumuz'dan “Her Şeyi Yak” şarkısının nakaratını da Türkçe söyleyerek, kendisine eşlik eden binlerce seyircisini mest ederken, kendisi de –yüz ifadesinden belli bir yerlere uçuyor ama- kim bilir nerelere gidiyor...Karşılıklı yaşanan sevgiyle sarılıp sarmalanma hali inanılmaz bir atmosfer yaratıyor, bunu hissetmek hiç de zor değil...
Bozuk telaffuzu için özür diliyor ama artık çok geç, kilitli kapıları çoktan kırıp, içimizde derinlerde bir yerlere sızdı bile...“Biliyorum komik söyledim ama olsun ne kadar kötü telaffuz etsem de Türkçe söylemeyi çok seviyorum”, diyor, -ve gerçekten de dilimizin sesine çok yakıştığı muhakkak-! “Görüyor musunuz, tüm orkestram bana gülümsüyor, bilmem neden?”, diyor...
Tatlılığından olmasın Monica???

Sadece çok çabuk gittin...Doyamadık...

Lakırtı kavafı g. ü.