25 Temmuz 2014 Cuma

Motorcu cinayeti üzerine...yirmibeştemmuzikibinondört


İki gün önce Urfa’da vahşi bir cinayete kurban giden iki motosikletçi Engin Öksüz ve Abdullah Türk’ün haberi ulaştı hepimize ve özellikle tabii ki biz motosikletçilere. Şok olduk, içimiz yandı, anlam veremedik, daha da çok üzüldük ve tedirgin olduk.
Öyle çok tedirgin olduk ki, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya yolculuk yapmayı planlayan motorcu arkadaşlarımız kapıldıkları korku ve tedirginlikle gezilerini iptal ettiklerini duyurdular, paylaştılar, kimsenin de gitmemesinin gerektiği yönündeki duygu ve düşüncelerini paylaştılar.
İşte ben bu noktada hem Türkiye’de bir “kadın”, hem “motorcu” bir kadın hem de bir “gezgin-meraklı” olarak -sanırım hem kentlerde hem kentlerin dışında ve ücralarda/doğada zorlukları en üst düzeyde yaşayanlar grubunun (kadın-motorcu-meraklı gezgin) bir mensubu olarak- kendilerine vazgeçmeyin derim. VAZGEÇMEYİN! Zira genellemelere yenik düşseydik ya da pes etseydik hem bu ülkede yaşayamaz hem de korku imparatorlukları yaratarak insanları caydırmaya çalışanlara yenilmiş olurduk. Yahut yine acı örneklerden genellemelere ulaşılmasıyla ülkemizde vahşice tecavüz edilerek öldürülmüş Pippa Bacca’dan sonra hiçbir İtalyan özellikle kadın İtalyan Türkiye’ye gelmemeliydi, ya da keza geçen sene İstanbul’da öldürülen Amerikalı Sarai Sierra’dan sonra hiçbir Amerikalı, Nevşehir’de öldürülen Mai Kuriharac’dan sonra da hiçbir Japon Türkiye’ye gelmemeliydi. Bunun gibi o kadar çok acı ve vahşice örnek var ki; NE YAZIK Kİ… 
Dolayısıyla, cinayetin çözülmesi ve bunu yapan canilerin hak ettikleri en ağır cezaları çekmeleri için; nefret, şiddet, önyargı ve ırkçılıkla bezenmiş mesajlarla, bölgeye, halka, insanlara karşı öfke ve şiddeti kışkırtmak yerine, motorcu dostlarımızın kurban gittikleri cinayetin aydınlatılmasını sükûnetle, psikolojik/duygusal hezeyanlara kapılmadan beklemeli, ve elbette ki güvenlik güçlerine bunun bir an evvel çözülebilmesi için biz motor kullanıcıları, tüm organizasyon, dernek, kulüp ve örgütlerimizle bir arada olarak, gereken kamuoyunu ve örgütlenmeyi oluşturmalıyız.
Her şeye rağmen burası bizim memleketimiz, elbette ki onu karış karış gezmek, görmek, öğrenmek, tanımak, keşfetmek hakkımız ve bunu güven içinde yapabilmemiz de güvenlik güçlerinin yurttaşlarına karşı vazifesidir.

Diyeceklerim bu kadardır. Elbette ki gidenler geri gelmiyor, ama amacımız ve dileğimiz daha fazla can’ın yanmaması, kaybedilmemesidir. Bunun için mücadele etmeliyiz. 

Lakırtı kavafı g.ü.