15 Mayıs 2011 Pazar

Farkındalık 2...

Farkındalık insanı bir dinamo gibi şarj eden, motive eden bir şeydir. Farkındalığını kazanabilmiş insanın enerjisi ve motivasyonu düşmez, çünkü o uyandığı her yeni günün hayatının ilk günü olduğunun, her yediği lokmanın, tattığı her yeni tadın, duyduğu her sesin ilk ve son kez olabileceğinin farkında ve bilincindedir. İlkmiş gibi heyecan ve coşkuyla duyumsaması, son olabilecekmişcesine değerini bilmesi, onun moral, motivasyon ve enerjisinin düşmemesinin sebebidir. İnsanlar moral ve motivasyonlarını kaybedebilir, ümitsizliğe düşebilirler zaman zaman. Ancak, gerçekten farkında ve uyanmış bir insan bu ümitsizliğe kapılmaz, kapılamaz. Bilir ki, farkındadır ki, belki de ümit kırıcı, moral bozucu gibi gözükebilen bu durum, aslında daha iyi ve hakedilenin gelmesi için tanınan vakitten ibarettir. O zaman, yani doğru zaman geldiğindeyse, hakedilen ve "onun olan” “ona” gelecektir zaten...
Susacak, tek kelime konuşmaksızın "an"larca susacak; susabilecek kadar güvenebilmek mümkün müdür?