6 Kasım 2012 Salı

M. Mungan'ın Aşkın Cep Defteri'nden kısa bir alıntı...

...Birbirlerine dayanarak yola çıkmışlar. Belli ki, sınanmış, denenmiş bir dostluk bu. Uzun yolları da göze alabilen bir dostluk.
Ya biz, binde bir karşımıza çıkan dostluk, arkadaşlık, sevgililik fırsatlarını ne yapıyoruz? Akşamüstünün gölgeli bir saatinde, yorgun gövdemizi yaslayıp mırıl mırıl konuşacağımız, omzumuza dolanan bir kolun, başımızı yaslayacağımız bir omuzun, belimizi kavrayan bir eli
n, uzun yollara dayanıklı ayakların sahibi karşımıza çıktığında tanıyabiliyor muyuz onu? Değerini biliyor; biricikliğini, benzersizliğini anlayabiliyor muyuz?


Yoksa, hayatı sonsuz, fırsatları sayısız sanıp, kendimizi hep ileride bir gün karşılaşacağımızı sandığımız bir başkasına, bir yenisine ertelerken hayat yanımızdan geçip gidiyor mu? Karşımıza çıkan insanları yolumuzun dışına sürerken ya da incitirken, bir gün geri dönüp onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz?

Hayat her zaman cömert davranmaz bize, tersine çoğu kez zalimdir. Her zaman aynı fırsatları sunmaz. Toyluk zamanlarını ödetir. Hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların, “eskitmeden yıprattığımız” dostlukların, “savurganca harcadığımız aşkın” hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün.
Bir akşamüstü yanımızda kimsecikler olmaz. Ya da olanlar, olması gerekenler değildir.

...Bazılarının “gelecekte” sandıkları bir gün, çoktan geçmişte kalmıştır oysa…